31.3.16

Dhabi

Bugün de saati 02.05 ettik canlar. Ama neyse, sizinle tanıştırmak istediğim bir göçmen var. Güneybatının tozlu yollarından, yağlı insanlar arasından hörgücüne kuvvet geldi.
Dhabi.
Hoş geldin kurdelasını fiyonk yaptım ama çok sıkmadım canı sıkılmasın diye.
Çok hoş geldi. Kelly ve Buggye dost oldu çok güzel oldu.
Yaşım 25
İyi geceler.

19.3.16

Yakınında patlayan bir bomba ile
'YOK' 
olmak.
 
'YOK' olabilmek.
 
Ne demek!
Nasıl!
Niye!
 

5.3.16

05032016

Üstünde metalci ergen tişörtlerinden biri (ha skid row'muş), altında gri taytın üstüne çektiği kırmızı çizgili çoraplarla bakkala ekmek almaya giden ve akşam yemeğinde domates ve peynirli tost yapacak olan hanım kızımız dağınık mağınık ama 2 sayfa yazdı. Bi de tech house müzik yapan Belçikalı insanları dinliyor. Skid row tişörtü giydiğini söylemiş miydim? Guns'n Roses'lı olanı dün yıkadı zaar.

göztepe : kinda working space

Bal dök yala, döktüğün balın üstünde çıplak yuvarlan modunda bir temizliğin,
Kedişlerin güneş ışığının da yardımıyla semirmelerine yardımcı olacak mama eklentilerinin ardından,
Hoş bir spotify playlisti ile
Pomodoro appi uyarılarıyla
Çaydanlıkta sıcak su,
Dolapta soğuk muz beklerken
Ben,
Seramikten yapılmış çok çok çeşitli crafty ecişlerin kaybolduğu
Fakat sarı ve beybi mavisi defterlerin kontrastı altında ezilen yine sarı bir kalemle sabitlenmiş 43 numaralı bir kitap sayfasının açık durduğu
Gri masadayım.
O masa kocaman.
Ev kadar kocaman.
Kocaman evin working spacei olmak içinse ideal.

Minik bir ayımız olan şubatı yine çatal ve bıçak yardımıyla yedikten sonra okula başlıyorum. Okul başladı ama ben okula yeni başlıyorum.
 
"E e e e a a a h y e t e r b e"


who we think we are ile so gone yanyana kolkola altalta üstüste dipdibe

13.2.16

huh

Benden duymaya alışmanız gereken bir şey söylüyorum şimdi:
Gözünüzü kapatın.
 
Bu şarkıyı dinlerken de, lütfen.
Klibi izlemeyin. Ciddiyim ha.
Cıst dinleyin.
 
 
Alexander - Truth
 
 
 

11.2.16

YA Bİ DE BU FONT FENA BAYMADI MI ARTIK?
 
ŞU NASILMIŞ BAKAYIM
 
ŞU NASILMIŞ BAKAYIM
 
ŞU NASILMIŞ BAKAYIM
 
ŞU NASILMIŞ BAKAYIM
 
ŞU NASILMIŞ BAKAYIM
 
çok saçma hepsi aynı
 

AT LEAST NOT TODAY

Ay resmen kamuoyuna duyuru
ama tabi sanane  yani
 
 
Yeni bir döneme başladığımız şu günlerde; Özlem'in gündeminde her zaman olduğu gibi "napıcam?" sorusu var idi. Hala var hala var. Var idi yazınca sanki geçmiş gitmiş gibi anlaşılabilir. Merak etmeyin hala kafayı yemek üzereyim.
 
Ama sanıyorum ki şöyle bir şey kesinleştirdim. Yani bundan 2 sene sonraki yaşam biçimimle alakalı. Yani tabi hala bir şeyler bulamazsam 2 sene sonrasının şimdiden hiçbir farkı olmayacak. Böyle beter böyle dehşetli şeyler düşünmeden önce kötü şeyler düşünerek ortamı yumuşatalım. Galiba kötü, yani bunu tam bilemiyorum.
 
"Özlem sen okulda ders ver biz senin jürilerine geliriz" dostları, kara günümde yanımda olmayacaksanız varsın jüri de olmayıverin diye düşünüyorum.
 
Bunu neden düşünüyorum?
 
Öğle arası Bağdat Caddesinde 15 liraya soda, 30 liraya pizza yemiş, ardından 5 liraya çay içmişken etrafımda olan biteni gözlemledim. Caddede çeşitli mekanlarda 1er saatlik gözlem hakkım olsa, yani boş vaktim olsa, işsiz olsam, o boş vakti öldürdüğümden değil de BU NE YA BU NE diye diye köpürürüm ölürüm herhalde.
 
Behavioral mapping çalışmamın katılımcılarına soracağım sorulardan birkaçını burada belirteyim;
 
KAÇ YAŞINDASIN?
KAÇ AYLIK ÖMRÜN KALDI?
KAÇ MÜLK SAHİBİSİN?
NECİSİN?
YANİ? EE? SO?
 
Hatta mümkündür ki bu 5 soruyla evire çevire yazılabilir hale gelen değerlendirmeyi, mentorun akıl sağlığını yitirmesi ile sonuca bağlayabiliriz. Ama şunu düşündürmek istemem: NE KADAR DA MATERYALİST BİR KIZ. Böyle düşünmeyin. Öyle değil. Size bir sodayı 15 liraya içtim diyorum. Katılımcılara sorduğum şu soruları kendime soramam bile ama katılımcılar diyorum katılımcılar. Anlıyor musunuz? O KADAR ÇOKLAR Kİ.
 
Hal böyle iken, insan bir daha durup düşünüyor.
 
KAÇ YAŞINDAYIM?
KAÇ KERE GELİCEZ LAN DÜNYAYA?
NEDEN DÜNYAYI GEZMİYORUM?
NEDEN İYİ HİSSETTİĞİM ŞEYLERİ YAP(A)MIYORUM?
 
Beni böyle çaresiz beni böyle derbeder beni böyle muhteşem kararlara götüren yolun duraklarından biri buydu. Yalan değil. 2015 yaz akşamlarını Moda sahilinde çay içerek geçirdiğim kadar mutlu ediyor mu beni burada olmak? Hayır yani mesele mekan kesinlikle değil. Mesele benim uğraşım. O uğraşın emeği. Hele ki karşılığı kesinlikle değil. ASIL MESELE 'altın bilezik' OKEY?
 
Monotonlaşmayacağından, monotonlaştırmayacağımdan emin olduğum bu yolda beni buraya sabitlemiş şeyden KURTULMAK (?) için atılması gereken adımları sıklaştıracak mıyım? Umuyorum. Aynı şekilde de sanıyorum ki sıklaştıramayacağım.
 
Yani bir de bu var. İnsan nasıl anlar? Nasıl anlıyorsun mesela bir dönüm noktasında olduğunu? Bir şeylerin bittiğini, yeni bir sınırdan geçmek üzere olduğunu, sınırın üzerinde olduğunu nasıl anlıyorsun? Tanrının seni sınadığını düşündüğün her dakika o zaman. Olur mu canım öyle şey! Her dakika yeni bir aşama mıdır? Öyledir öylediiir. Ama aslında öyle değildir. Ben anlamıyorum mesela, yada şu dehşet örneği düşünürken böyle bir hisse kapılıyorum. Deadline işleri gibi değil. Of anlatamadım. Bir cümleyi yazarken on tanesini de evrene saldığım için.
 
YANİ DOSTLAR,
DEMEM O Kİ,
Şuan kesin gözüyle baktığım bu fikrin ve kararın tartışılması, evrilip gelişmesi gerekecek. Bir takım girişimler olacak mı? Umuyorum. Aynı şekilde de sanıyorum ki zamanı geldiğinde.
 
Şimdi bir daha düşünelim. O zamanın geldiğini anlamanın yolları neler? Doğru zaman doğru yer meselesine, gecikmeli kararlarımla dahil olduğumda bir şeyler tarafından tükürülecek, geri püskürtülecek miyim? HA BU BENİM UMRUMDA MI? yada UMRUMDA OLACAK MI? olsa iyi olur. Umrumda olsa iyi olur.
 
 
 
'Pazartesi diyete başlıyorum' gibi değil.
'Ay bilmiyorum bakalım neler olucak' gibi değil.
HAYIRLISI GÜSEL KISIM HERŞEYİN HAYIRLISI.
 
ya neyse saçma sapan bağladığıma bakmayın, bence ne yapmak istediğimizi, nerede ve ne olmak istediğimizi düşünmek için güzel bir dönem. sıkıntılı bir süreç. pozitif olunması gereken günler.
iyi geceler.
 
Tüyümü de dikeyim
 
Oasis - Don't Look Back in Anger
 
 
 
 
 

17.1.16

orta ocak

Dedim sanat dedim,
Nedir ablacım dedim.
Aramızda lafı mı olur sanatın, kamusalın
Senin kamusalın benim kamusalım dedim.
 
Dedim teyzecim nasılsın dedim,
Açtın mı kulaklarını yumdun mu gözünü dedim.
Aramızda hiç lafı mı olur,
Senin kalbin benim gözüm dedim.

 
Mavi gülümü defterin arasına tıkıştırdıktan, arka arkaya 3 galeri gezdikten sonra da atladım uçağa, dooğru memlekete! Bir buhrandan çıkmış yolda uyumayı planlarken yanımdaki güzel adamın trollemelerine güldüm, uyuyamadım tabi. Beni almaya gelen miniminnoş bir minik insan var çok yumiyuş. Onunla hopitika oynadık. Ertesi gün de Kostek! Ya bu çok inanılası bir şey değil ama inanın. Kostek ya. Hay allah. Beni de derin düşüncelere sevk etti. Bi güzel kalabalık kalabalık eğleştiğimiz kadar da yorulduk. Uzun süredir uyuyakalmamışım yani. Yoğun haftasonumu kurumaya bıraktığım az yoğurulmuş seramiklerimle bitiriyorum.

15.1.16

gecenin tam 3ünde

Vay efendim süper miymiş değil miymiş,
Kamusal sanat mıymış değil miymiş
Yeni tip miymiş yoksa hepbirlikte miymiş
Kolektif miymiş anonim miymiş
Araç mıymış amaç mıymış
Toplum muymuş kamu muymuş
Sanat için miymiş toplum için miymiş

Atın mandanın bokunu tartıştığım yetmiyormuş gibi ne cüretle buna sosyal sorumluluk projesi diyebileceğim? O cüretle, eser miktarda ücretle.
AY yeter kafam şişti be.
Ama yine de bundan sonraki avea tabanlı tartışmalar için ses kaydı kötü bir fikir değil. Tabi tabi geceyi bekleyelim güsel kıs. gıps
Nihayet ayın 15'i. Nihayet mi? Ne nihayeti ya.
vuh
ne demek ayın 15i